17 Kasım 2014 Pazartesi

ATEŞİN RİTMİ

       


               Bu sefer hüzünle yoğurulmuş bir Cemre olarak yazmaya karar verdim. 


          Bu gece, tütsülerimle beraber bir mum yaktım kendime. Bildiğime göre, Hinduizm'de giden kişinin ardından yakılan ateş, onun geri dönmesini sağlarmış. Bunu ilk defa Devdas filminde öğrenmiştim. Devdas'ın gidişinden sonra Parvati, on yıl boyunca Devdas'ın geleceğine inanarak ateşini hiç söndürmemişti.
 Sahneyi  Buradan izleyebilirsiniz. 


          Bu gece ben de kendime bir ateş yaktım. 






          Bir insan kaç farklı şekilde dua edebilir, kaç farklı şekilde düş kurabilir, kaç farklı şekilde sevdiğinin ona gelmesini dileyebilir? 

        Sevdiğinin ona gelmesi için neler yapabilir? 
        
        Benim son çarem ateş yakmaktı. Tıpkı Parvati gibi, iki senedir bu inanç ateşini içimde canlı tutmaya çalışıyorum, ümit ederek, yapabileceğim her şekilde dua ederek, tüm kalbimle isteyerek, bir kere bile sönmesine izin vermeden... 


        Tanrı, dualarımı hiçbir zaman geri çevirmedi, ama bir türlü bu duamı gerçekleştirmedi. 





         Bu mumu söndürsem bile, içimdeki ateş yandıkça kalbim ve her zerrem yanacak, biliyorum. Ve sanırım aşkımın alevi hiç sönmeyecek. 

Tıpkı Parvati'nin Devdas'a söylediği gibi;
           Gözlerimde intizarın vardı
           Fakat oradaydın, ışıldıyordun, parlıyordun
           Mutluluk içinde bir yıldızdın
           Bense burada yanıyordum.