7 Eylül 2014 Pazar

Tanışalım mı?



   
 Merhabalar :))
     Ben Cemre. Diğer adımla Fauniz. 27 Kasım 1992 tarihinde doğdum. Okulumdan da yeni mezun oldum, çiçeği burnunda bir işsizim yani anlayacağınız.
     Blog açma sebebim işsiz bir şekilde evde oturuyor olmam değildi elbette, çook uzun zamandan beri düşünüyordum ama bir türlü açacak hevesi kendimde bulamadım, içimdeki şevk bu günü bekliyormuş demek ki :)
     Müzik dinlemeyi ii-na-nıl-maz derecede seviyorum (dinlemenin yanında bir müzik aleti de çalabilmeyi çok isterdim tabi ki ama şimdilik sadece dinlemekle yetiniyoruz :) ), şu an bile yazarken dinliyorum hatta.  Müziksiz yapamam herhalde.
     Müzik zevkimin çok geniş olduğunu düşünüyorum ben, hatta müzik zevkimin babamdan geçtiğini söyleyebilirim. Ben çook küçükken Walkman'ime Dire Straits, Dr. Alban gibi grupların kasetlerini takıp beraberce dinlerdik. Ve bu müzik türüyle alakasız olarak en sevdiğimiz kaset Loreena McKennitt'in kasetiydi.
    Ortaokula başladığımdaysa kendimi birden "Rockçı" olarak buluverdim :) Enn enn sevdiğimm grup Linkin Park'tı, bilgisayar karşısında saatlerce hipnotize olmuş gibi kliplerini izler, ileride kadın vokal olarak gruba katılmayı hayal ederdim :) Lise hayatımın ortalarında bu kimliğimi de geride bıraktım ve Türkçe müziğe yönelip türkü ağırlıklı şarkılar dinlemeye başladım. Lise bittikten sonra üniversite işi biraz karışıktı o yüzden hiç girmiyorum, bir sene tekrar hazırlanmak zorunda kaldım ve ne olduysa o bir sene içinde oldu.
     Türkü dinlemeyi zamanla daha çok sever olmuştum, ama her ülkenin türküsünü dinlemekti amacım. İçimde gerçek anlamda bir boşluk hissediyordum ve yağmurlu bir gün (13 Nisan 2012 günü), hayatımı değiştiren grupla karşılaştım, Faun! İsmim de oradan geliyor zaten, Faun-ist gibi olmaması için Fauniz'e kaydırdım azıcık :)
     O günden beri de gitgide yeni gruplar keşfediyorum.
     Müzik dışında, tarihi yerleri, ağaçlı, çimli, yeşilli, yağmurlu, yosunlu, arnavut kaldırımlı, yani hayal kurmama sebep olacak her türlü yere gitmeyi, bir taşın üzerine oturup çevreyi seyretmeyi, ağaçlara dokunup ruhlarını hissetmeyi çook ama çook severim.
     Kitap okumayı da seviyorum tabi ki ama sanırım biraz fazla takıntılıyım, çok yakın arkadaşlarım dışında kimseye o sırada kitap okuduğumu, hangi kitapların bende olduğunu söylemem, paylaşamam -_-
     Bunları yapan birinin hayalsiz bir gece geçirmesini, hayal kurmadan hayatına devam etmesini bekleyemezsiniz herhalde değil mi :) Bazen hayalperestliğime ben bile şaşıyorum desem yeridir :)
     Tanışma faslı biraz uzun sürdü sanırım, umarım bu geçici bir heves değildir de kendimi daha net, daha ayrıntılı bir şekilde ifade edebilirim, sevdiğim filmleri, müzikleri, kitapları paylaşabilirim.
          Şimdilik bu kadar diyelim, en kısa sürede daha kapsamlı olarak görüşmek üzere  :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder